Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (Antalya Olay) – ULUSAL Süt Konseyi’nin düzenlediği Ulusal Süt Zirvesi, sektörün önemli temsilcilerinin katılımıyla Antalya’da başladı. Tarım Bakan Yardımcısı Ahmet Gümen, çiğ sütün sağımdan itibaren işleme tesisine kabulü, işlenmesi ve piyasaya arzı sürecinde miktar ve kalitesinin izlenmesi ile denetlenmesi amacıyla başlatılan mevzuat çalışmasında sona yaklaşıldığını duyurdu.
Antalya’da 20-23 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen Ulusal Süt Zirvesi’nin açılışı, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Gümen, Ticaret Bakan Yardımcısı Volkan Ağar ve Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Can’ın konuşmalarıyla gerçekleştirildi. Zirve, Türkiye süt sektörünün çeşitli paydaşlarını bir araya getirirken, üretim teknolojilerinden ticaret politikalarına, markalaşmadan sürdürülebilirliğe kadar birçok önemli konu masaya yatırılıyor.
‘SÜT, KIRSALDAKİ HAYATIN SEMBOLÜDÜR’
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Gümen, sütün yalnızca bir gıda ürünü olmadığını vurgulayarak, “Bu ülkenin köklü hayvancılık kültürünün, aile işletmelerimizin ve kırsaldaki hayatın devamının sembolüdür. Devlet olarak görevimiz, bu geleneği koruyarak geleceğe taşımak, üreticinin alın terini, tüketicinin sofrasını ve ülkenin gıda güvenliğini aynı anda gözeten dengeli bir yapı kurmaktır. Planlı üretimle birlikte hayvancılık desteklerini güçlendirecek şekilde yönlendirdik. Tarımsal destekleri ‘Para veren’ değil, ‘Yön veren’ bir anlayışla kurguladık. Hayvancılık desteklerimiz, kayıtlı üretimi teşvik eden, verimliliği artıran ve kaliteyi önceleyen bir yapı kazandı” dedi.
SÜT MEVZUATINDA ÖNEMLİ GELİŞMELER
Gümen, 1,5 yıl süren süt regülasyonu sayesinde piyasa dengesinin sağlandığını ifade ederek, “Çiğ sütün işleme tesisine kabulü, işlenmesi ve piyasaya arzına kadar geçen süreçte miktar ve kalitesinin izlenmesi için başlattığımız mevzuat çalışmasında sona geldik. Bu yönetmelik, kaliteli üreticileri ödüllendiren bir çerçeve sunuyor. Hedefimiz, ‘Daha kıymetli süt, daha değerli üretici, daha güvenli ürün’ dengesini kurmaktır. Burada atılan adımlar, sadece bugünün değil, gelecek nesillerin sofrasını güvence altına almayı amaçlamaktadır” şeklinde konuştu.
SÜT İHRACATINDA ÇİFT HANELİ ARTIŞ
Ticaret Bakan Yardımcısı Volkan Ağar, Türkiye’nin tarım ihracatındaki konumunu değerlendirerek, “Türkiye, Orta Doğu’nun en büyük üçüncü ve Avrupa Birliği’nin en büyük altıncı tarımsal ürün tedarikçisi konumundadır. Süt ve süt ürünleri ihracatımız ise bu büyük resmin içinde ayrı bir başarı hikayesi oluşturuyor. 2023 yılında yaklaşık 266 milyon dolar (102 bin ton) olan sektör ihracatımız, 2024’te yüzde 36 artışla 363 milyon dolar (175 bin ton) seviyesine ulaştı. 2025 yılının ocak-ekim döneminde ise yüzde 19 artışla 334 milyon dolara (158 bin ton) yükseldi” dedi.
‘ORTA DOĞU’DA MARKASI TANINAN GÜÇ’
Ağar, alt ürün gruplarındaki yüksek katma değerli yapının önemine dikkat çekerek, “Süt tozu, tereyağı, peynir, yoğurt ve diğer işlenmiş süt ürünlerinde son iki yılda önemli bir sıçrama dönemi yaşıyoruz. 2024 yılı ihracat değerlerine göre, süt tozunda yüzde 358, peynir altı suyunda yüzde 127, tereyağı ve süt bazlı yağlarda yüzde 97, yoğurtta ise yüzde 12 oranında artış gözlemlenmektedir. Süt ve süt mamullerini, yalnızca bir emtia ihracatı olarak değil; teknoloji, hijyen altyapısı, soğuk zincir, Ar-Ge ve markalaşma gerektiren ürünler olarak değerlendirmeliyiz” dedi.
‘365 GÜN 24 SAAT DİNAMİK ÇALIŞAN BİR SEKTÖR’
Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Can, zirvenin amacının üreticiden tüketiciye uzanan süt değer zincirinin sorunlarını tartışmak ve çözüm önerileri geliştirmek olduğunu belirtti. Can, “Süt sektörü, Türkiye’nin en geniş ve köklü sektörlerinden biridir. Ülkenin her yerinde, 365 gün 24 saat süt işiyle uğraşan insanlar bulunmaktadır. Sabahın erken saatlerinde hayvanlarını sağan üreticilerden, yolda süt taşıyan tankerler, gece vardiyasında peynir üreten ustalar ve Ar-Ge laboratuvarlarında çalışan genç gıda mühendislerine kadar geniş bir yelpaze var. Bu sektör sürekli dinamik bir şekilde çalışmaktadır” ifadelerini kullandı. (Antalya Olay)
