Aysu DURSUN/ANTALYA, (Antalya Olay) – Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Psikiyatri Gündüz Hastanesi, şizofreni ve psikotik bozukluk tanısı almış hastaları 18 yıldır hem tedavi etmekte hem de rehabilitasyon süreçlerine destek olmaktadır. Hastalar, çeşitli atölyelerde üretime yönlendirilerek, yetiştirdikleri sebze ve meyveleri birlikte tüketme fırsatı bulmaktadır.
2007 yılından bu yana AÜ Psikiyatri Gündüz Hastanesi’nde, şizofreni ve psikotik bozukluk tanısı konulan hastalar, ilaç tedavileriyle birlikte kapsamlı rehabilitasyon programlarından faydalanmaktadır. Hastalar, müzik, resim, aşçılık, tarım ve takı tasarımı gibi atölyelerde faaliyet gösterirken, kendi yetiştirdikleri sebze ve meyveleri birlikte hazırlamaktadır. ‘Topraktan topluma’ sloganıyla yürütülen bu proje, hastaların topluma yeniden entegre edilmesini amaçlamaktadır.
AÜ Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Buket Cinemre, gündüz hastanesinin toplum temelli bir model olduğunu ifade etti. Doç. Dr. Cinemre, “1950’li ve 60’lı yıllardan itibaren ruhsal hastalıklara bakış açısı değişti. Hastaların toplumdan izole edilmeden, toplum içinde tedavi edildiği bu yaklaşım, onların hastalıklarıyla birlikte üretken ve tatmin edici bir yaşam sürmelerini hedefliyor” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Cinemre, hastanede sunulan hizmetlerin yalnızca ilaç tedavisiyle sınırlı olmadığını vurgulayarak, “Burası hastaların gündüz gelip, gün boyunca çeşitli tedavilere katıldığı ve ardından evlerine döndüğü bir rehabilitasyon merkezi. Rehabilitasyon çalışmaları bilişsel yetilerden sosyal becerilere, uğraş terapilerinden grup eğitimlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülüyor. Hastalar burada hem üretmeyi hem de toplumsal bir arada olmayı öğreniyorlar” dedi.
SERADA ÜRETİP MUTFAKTA PAYLAŞIYORLAR
Gündüz Hastanesi içerisinde oluşturulan serada hastaların domates, salatalık, biber, patlıcan ve çilek gibi ürünleri yetiştirdiğini aktaran Doç. Dr. Cinemre, “Bu ürünleri aşçılık kurslarımızda hastalarımızla birlikte yemek haline getiriyor, hep birlikte tüketiyoruz. Bu süreç, hem üretkenliği hem de dayanışmayı artırıyor” açıklamasında bulundu.
Hastaların yaptığı takılar ve el işi ürünleri hakkında da bilgi veren Doç. Dr. Cinemre, “Kermeslerde elde edilen sembolik kazançlar bile hastalar için çok değerli. Ürettiklerinin bir karşılığını görmek, öz güvenlerini artırıyor” dedi.
‘ETİKETLENMEDEN YAŞAMAYI ÖĞRENİYORLAR’
Psikiyatrik hastalıklarda en büyük sorunlardan birinin toplumsal etiketlenme olduğunu belirten Doç. Dr. Cinemre, “İnsanlar hala psikiyatriste gittiğini söylemekten çekiniyor. Ancak burada hastalar, hem yalnız olmadıklarını görüyor hem de üretken olduklarını fark ediyor. Bu durum, öz güvenlerini artırarak hayata daha cesur bir bakış açısı kazandırıyor” ifadelerini kullandı.
Hastanenin yaklaşık 700 kayıtlı hastası bulunduğunu belirten Doç. Dr. Cinemre, “Her gün ortalama 50-60 kişi buradan hizmet alıyor. Bazıları burada geçici olarak kalırken, bazıları mezun olup iş hayatına atılıyor. Bu, bizim için büyük bir mutluluk kaynağı” dedi.
GERİ DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARIYLA ‘ÇEVRE ÖDÜLÜ’
Psikiyatri hemşiresi Şeyma Kaplan Ekinci, Konyaaltı Halk Eğitim Merkezi ile yapılan iş birliği çerçevesinde atölyelerde geri dönüşüm projeleri gerçekleştirdiklerini aktararak, “Atık yemeklerden kompost üretiyor, atık kağıtlardan tuvaller ve tül parçalarından çantalar yapıyoruz. Bu çalışmalar sayesinde Akdeniz Çevre Ödülleri’ni kazandık. Ayrıca atölyelere aileleri de dahil ediyoruz. Böylece hem hastalar hem de aileleri daha güvenli ve destekleyici bir ortamda bulunuyor” diye konuştu.
Hastaların işlevselliğinin arttığını ve ailelere de bu süreçte destek olduğunu belirten Ekinci, “Hastalar kendilerini daha güçlü hissediyor, aileler de onların kendi hayatlarını sürdürebilmesinden büyük mutluluk duyuyor” dedi.
‘İKİNCİ YUVAMIZ OLDU’
2010 yılından beri kızıyla birlikte Gündüz Hastanesi’ne gelen Nesibe Gülsüm, “Kızım başlarda kimseyle görüşmek istemiyordu. Buraya geldikten sonra kendini mutlu hissetmeye başladı. Burası bizim ikinci yuvamız oldu” dedi.
Bir başka hasta yakını Fatma Tunç ise 38 yaşındaki görme engelli oğlunun burada geçirdiği süreci anlatarak, “Oğlum epilepsi ve zeka problemi nedeniyle uzun yıllar agresifti. 3 yıl önce doktorumuz bizi buraya yönlendirdi. Şimdi boncuk diziyor, takı tasarımı yapıyor ve çok mutlu. Buradaki ortam, doktorlar, hemşireler ve hocalar mükemmel. Oğlum artık gülüyor. Bizim için burası bir şifa yeri” şeklinde konuştu. (Antalya Olay)



