Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (Antalya Olay) – Antalya’nın tarihi Kaleiçi semtinde, bir halı dükkanının merdiven girişinde bulunan ahşap mihrap, 18-19’uncu yüzyıla ait olabileceği düşünülerek değerlendiriliyor. Sanat tarihçisi Doç. Dr. Mehmet Top, bu eserin tarihsel, sanatsal ve etnografik açıdan büyük bir öneme sahip olduğunu belirterek, yerinde korunması gerektiğinin altını çizdi.
Geçtiğimiz ay, Antalya Kaleiçi’nde bulunan halı dükkanının girişinde keşfedilen ahşap mihrabın, Konya’daki 14. yüzyıla tarihlenen Köşk Acem Nasuh Bey Camisi’nden 1970’li yıllarda kaybolduğu düşünülen bir mihrapla bağlantılı olabileceği iddiaları gündeme geldi. Antalya Müze Müdürlüğü ekipleri, mihrabı inceleyerek rapor hazırlarken, resmi raporun Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yapılacağı bildirildi. Müze raporunda, mihrabın yapım özellikleri ve malzemesi nedeniyle yakın döneme ait olduğu ifade edildi.
Mihrabın, 1990’lı yıllarda merhum koleksiyoner H.T. tarafından Beyşehir’den getirildiği bilgisine ulaşıldı. Köşk Camii’ndeki mihrap ise alçı veya çini malzemeden yapılmış olabileceği ifade edildi.
Doç. Dr. Mehmet Top, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü’nden, Kaleiçi’ndeki mihraba ilişkin detaylı bir rapor hazırladı. Mihrapların kültürel değer taşıdığını ve hem işlevi hem yapısıyla önemli bir dönem özelliği gösterdiğini vurgulayan Doç. Dr. Top, “Konya bölgesinden geldiği sabit. 18-19’uncu yüzyıllarda orada yaygın bir ahşap mihrap geleneği vardı,” dedi.
Doç. Dr. Top, Kaleiçi’ndeki mihrapla ilgili olarak, “Tamamıyla ahşap malzeme ile oyma ve torna tekniğiyle birleştirilmiş olan mihrabın bir camiden sökülüp getirildiği anlaşılmaktadır. Mihrapta yer alan süslemeler ve motifler, yapının tarihine dair önemli ipuçları sunmaktadır,” dedi.
Doç. Dr. Top, incelediği mihrapların Seydişehir Seyyid Harun Veli Camii Mihrabı, Ilgın Ağalar Köyü Camii Mihrabı ve Doğanhisar Başköy Camii Mihrabı gibi birçok benzer örnekteki teknik ve malzeme özellikleriyle benzerlik gösterdiğini belirtti. Mihrapların, İslam mimarisinin önemli unsurlarından biri olduğunu ifade eden Top, bu tür eserlerin korunmasının ve asli işlevine kazandırılmasının önemine değindi. Kaleiçi’ndeki mihrabın tarihsel, sanatsal ve etnografik açıdan büyük bir eser olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Top, bu özgün uygulamanın geleceğe aktarılmasının gerekliliğini dile getirdi.
