Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA, (Antalya Olay) – Isparta’da eylül ayı itibarıyla başlayan elma hasadı sürerken, zirai don ve dolunun etkisiyle rekolte beklentisi yaklaşık yüzde 40 oranında azaldı. Isparta Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk, geçen yıl 1 milyon 250 bin ton olan elma rekoltesinin bu yıl yaklaşık 800 bin ton civarında gerçekleşmesini öngördüklerini açıkladı.
Türkiye genelinde her 4 elmadan 1’inin üretildiği Isparta’da, üreticiler bu yıl zorlu bir sezonla karşı karşıya. Starking, Granny Smith, Gala ve Golden gibi çeşitli elma çeşitlerinin yetiştirildiği bu bölgede, yıllık rekolte beklentisi bu yıl önemli ölçüde düşmüş durumda. Zirai don ve dolu, elma bahçelerinde yaklaşık yüzde 40 oranında zarara yol açtı. Bunun yanı sıra su sıkıntısı da küçük üreticileri olumsuz etkiledi.
Ziraat Odası Başkanı Selçuk, “İlimizin her köşesinde elma hasadı devam ediyor. Hasat, yaklaşık 15 Eylül’de başladı ve hava koşullarına bağlı olarak 2 ay kadar sürecek. Bu yıl 800 bin ton civarında bir rekolte öngörüyoruz. Geçen yıl bu rakam 1 milyon 250 bin tondu. Don ve dolu olayları, tonajımızda önemli bir düşüşe neden oldu. Türkiye’de elmanın yaklaşık yüzde 25-27’sini biz üretiyoruz. Yani, Türkiye’deki her 4 elmadan 1’ini Isparta olarak biz sağlıyoruz. Ürettiğimiz elmalar ilk önce soğuk hava depolarına gidiyor ve bu alanda ülkemizde birinciyiz. Yaklaşık 500 bin ton kapasitemiz mevcut. Elmalar, soğuk hava depolarında bir ay bekledikten sonra Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlere ve yurtdışına, özellikle Hindistan, Çin, Avrupa ve Arap ülkelerine sevk ediliyor.” dedi.
Ziraat mühendisi Burak Baykuş, “Sıcak ve soğuk stresi, don ve dolunun etkisiyle rekolte geriledi. Su yetersizliği de bu durumu artırıyor.” ifadelerini kullandı. İşçi yevmiye ücretlerinin de yetersiz kaldığını belirten Baykuş, “Günlük yevmiye ücretleri 1000 ile 1500 lira arasında değişiyor, bu da durumu zorlaştırıyor.” diye ekledi.
Elma bahçelerinin su ihtiyacının karşılanmadığını vurgulayan Baykuş, “10 yıl önce 100 metreden çıkan su, şu anda 200-250 metreden çıkmakta. Bu, su seviyesinin düştüğünün önemli bir göstergesidir. Bitkilerin su ihtiyacı değişmedi ama mevcut su miktarı azalmış durumda. Dolayısıyla, daha derin kaynaklardan elde ettiğimiz su, 10 yıl öncekinden daha az. Önümüzdeki yıllarda ne olacağını kestirmek zor, ancak bahçe sayısının artmadığı ve maliyetlerin yükseldiği bu ortamda, küçük üreticilerin üretimi bırakma noktasına geldiğini gözlemliyoruz. 200 bin ton düşmez, 100 bin ton düşebilir ama 3-4 yıl önceki rekolte seviyesine bir anda ulaşmak mümkün görünmüyor.” şeklinde konuştu.
