Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun başkanlığında bir araya geldi. Toplantının açılışında konuşan Başkan Kasapoğlu, “Biz, ‘Herkes elinden geleni yapsın’ gibi genel bir yaklaşımla bu sürece yaklaşmıyoruz. Amacımız net; sorumlu, takvimli ve göstergeleri belirlenmiş hedefler ile öneriler ortaya koymak. Engelliliğin önlenmesi konusundaki aile hekimliği uygulamalarının güçlendirilmesi, gerekli destek mekanizmalarının belirlenmesi ve saha tecrübesine dayalı deneyimlerin paylaşımı çok önemli. Bugün sizlerin yapacağı her tespit ve öneri, hem süreç çalışmalarımızı hem de Komisyon raporumuzu doğrudan etkileyecek ve bu, engelli bireylerimiz ile kronik hastalık yaşayan kişiler için önemli bir katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
‘BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRDİĞİNİZDE ACINIZI DEĞİŞTİREBİLİYORSUNUZ’
Toplantıda daha sonra söz alan Dünya Engelliler Birliği Başkanı Metin Şentürk, kendi yaşam hikayesini paylaşarak, “Yedi çocuklu bir ailede dünyaya geldim. Ailemin genetik geçmişinde körlük bulunmaktaydı, ben ve kardeşlerim sağlam doğmamıza rağmen, zamanla ailedeki altı kişi küçük sorunlar sonucu kör oldu. Hayatımı kolaylaştıran en önemli unsurun bakış açısı olduğuna inanıyorum. Bakış açınızı değiştirdiğinizde acınızı dönüştürebiliyorsunuz. Bir gün yatılı okuldan döndüğümde annemi ağlarken buldum. Kendisi Kosovalı, okuma yazma bilmeyen ve tamamen Arnavutça konuşan bir kadındı. Evdeki durum karşısında çok üzülüyordu. 13-15 yaşlarındaydım ve annemi güldürmek için bir şeyler söylemek istedim. ‘Anne, biz fakir değil miyiz?’ dedim. ‘Evet evladım, ama bu ayıp mı?’ dedi. ‘Hayır, eğer 6 kişi daha görseydi ışıkları yaksaydı, elektrik faturası nasıl ödenecekti?’ dedim. O an acı değişmedi ama annem boynuma sarıldı, gözyaşları ve kahkahalar bir arada yaşandı. O gün bakış açısının insanı nasıl gülümsettiğini gördüm” ifadelerini kullandı.
‘TOPLUMUN BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRMELİYİZ’
Şentürk, toplumsal bilinç seviyesinin artırılması gerektiğine dikkat çekti. Çocukluğundan bahseden Şentürk, “Yatılı okuldan döndüğümde sokakta diğer çocuklarla oynardım. Onların yanında koşmak isterken sık sık yaralanırdım. Onlar yaralandıklarında anneleri ceza verirdi; benim annemse yaralarımı siler ve ‘Hadi evladım, çık sokağa’ derdi. Annem hayattayken yaralanmalarımı yaşatmasını istedim. Ama o yokken daha az yaralanmak için yöntemler geliştirdim. Şimdi evlatları sokağa çıkarmak, onları ‘sokağa atmak’ demek değildir. Ailelerin sakladığı çocukların içinde büyük yetenekler var. Çok zeki çocuklarla tanıştım; hesap makinesine basarak rakamları sesli söyleyebiliyorlardı. Bu nedenle, engellilerin yeteneklerini ön plana çıkaracak hikayeler bulmalı ve bu hikayeleri toplumla paylaşarak bakış açısını değiştirmeliyiz” dedi.
‘ASKERLİĞE DEVAM’
Şentürk, 2013 yılından bu yana Birleşmiş Milletler nezdinde sürdürdüğü mücadeleleri de anlattı. “12 yıldır bu birliğin başındayım. Genellikle gelişmiş ülkelerden üçüncü dünya ülkelerine hizmet götürmeye, engelli haklarının korunması için hukuki eğitimler vermeye çalışıyoruz. 52 birlikten 39’u şu an faal değil, 13 tanesi ise aktif durumda. Küresel mücadelemiz devam ediyor. Engelliliğe uygun kuruluşlar sertifika almak için bize başvuruyor. Geçen yıl Birleşik Arap Emirlikleri’nde 28 kuruluşa engelliliğe uygunluk sertifikası verdik. Geçen ay Katar’da engellilik zirvesi düzenlendi. Zor süreçler var ama imkansız değil. Birlik üzerinden yürüttüğüm faaliyetler devam ediyor, askerliğe de devam ediyorum” diye belirtti.



