İyisiyle kötüsüyle bir sezonu geride bıraktık ama gelin görün ki ne bırakmak.. Antalyaspor AŞ Başkanı Sinan Boztepe’nin söylemleri 2025 yılına damga vurdu. Kullandığı kavgacı dil bütün Antalya’nın tepkisini çekti. Antalyaspor’a yardım edecek kişilerin bile yardım etmeyeceği bir ortam yarattı tabiri caizse. Aylardır yazıyorum biliyorsunuz, dilimin döndüğü kadar Antalyaspor’daki sorunları. Dün biliyorsunuz Antalyaspor’un en büyük hissedarı Antalyaspor Kulübü Yönetiminden bana göre geç kalınmış açıklama Sosyal Medyaya ve haber sitelerine düştü. Dikkat çeken açıklamada şunlar ön plana çıktı;
*** Futbolcuların alacaklarını alamamaları, alanların da ancak TFF veya FIFA’ya şikâyet yoluyla alacaklarını tahsil edebilmeleri,
*** Antalyaspor’umuzun ödenmesi gereken futbolcu maaşlarının gününde ödenmemesi sebebiyle kulübümüzün yüklü miktarda tazminat ödemek durumunda kalması,
*** Kulüp personeline ödenmesi gereken maaşların düzenli bir şekilde ödenmemesi,
*** SGK ve vergi ödemelerinin zamanında yapılmaması,
*** Şehir genelinde kulübe duyulan güvenin ciddi ölçüde zedelenmesi, Antalyaspor’un marka değerinin yok olma noktasına gelmesi,
*** Futbol A Takımımızın evinde oynadığı maçlara taraftar ilgisinin her geçen gün azalması,
Ve en önemlisi, mevcut Antalyaspor A.Ş. yönetiminin tüm bu olumsuzluklara rağmen tarafımıza, taraftarlarımıza ve profesyonellerine verdiği taahhütlerini yerine getirmemesi,
*** Basın önünde beyan edilen “Masada konuştuklarını ertesi sabah aksini yaparlarsa adam değiller” gibi söylemler, ne yazık ki Antalyaspor’un ağırlığına yakışmamaktadır. Biz bu söylemi “dil sürçmesi “ olarak kabul ediyor; adam olmanın şahsiyet meselesi, Antalyaspor’un ise memleket meselesi olduğunu hatırlatıyoruz.
Bu açıklamalardan sonra işte işler iyice sarpa sardı. Sosyal Medyada bazı yorumlar dikkatimi çekti. Neymiş efendim üç Başlılık varmış. Eğer ki Dernek ve Vakıf Başkanları olmayacak AŞ’nin başındaki kişi veya kişiler Antalyaspor’un mal varlıklarını satarlar bizi de don gömlek ortada bırakılar. Yani Dernek ve Vakfın önemi burada arkadaşlar.
Evet şimdi gelelim zurnanın son deliğine. Dün yapılan açıklamanın özeti Antalyaspor AŞ Başkanı Sinan Boztepe’nin artık bu süreci sen iyi yönetemiyorsun ve artık Antalyaspor’u bırak anlamına geliyor. Yani Kongreye gidin ve güven tazeleyin. Bir isim var ki Antalyaspor’a Başkan olmak istediği yönde duyumlar aldım. Kendisi Antalyamızın şirin ilçesi domates diyarı, yörük çocuğu has mı has Antalyalı, Turizmci Rıza Perçin isterseniz sayın Perçin kim ona bakılım. Sonrasına devam edeceğim.. Rıza Perçin.. 1976 yılında Demre’de doğdu. Öğrenimini Demre ve Antalya’da tamamladıktan sonra, 2 sene Almanya’da bulundu. Turizmci, Turizm alanında çeşitli Başkanlıklar yaptı ve uzlaşmacı kimliği ile ön planla. Siyasiler ve Devlet ile arasının çok iyi olduğunu biliyorum. 2015-2016 yılında almış olduğu bir telefonla, Antalyaspor yönetimine girdi. Verdiğim maddi ve manevi destekler ile bu ekibin bir parçası olarak Antalyaspor’u birlikte süper lige taşıdılar. Süper lige çıkar çıkmaz dünyanın en ünlü futbolcularından biri olan Eto’nun Antalyaspor’un transferini gerçekleştirerek Antalya’yı tüm dünyaya tanıttılar.
Rıza Peçin ile ilgili şunları söylemek istiyorum. Bundan yaklaşık bir ay öncesine dönecek olursak kendisinin çok hevesli ve enerjik olarak Antalyaspor’u yönetme anlamında bir isteği olduğunu biliyordum. Ama dün kendisiyle ayak üstü bir yerde bir kaç dakika sohbet etme fırsatı yakaladım. Bir ay önce heyecanlı ve istekli gördüğüm Sayın Rıza Perçin’in sanki gazının kaçtığını ve eski hevesinin kalmadığını gördüm. Amacım burada Rıza Perçin’i övmek falan değil.. Ancak mütevazi kişiliği ön planda, en azından Sinan Boztepe gibi kavgacı bir dili yok herkes ile barışık bir insan. Antalyaspor’a yabancı değil, bu şehre yabancı değil. Antalya’nın öz evladı. Bence bu hevesi tamamen kaçmadan kongrede aday olursa tekrar Antalyalıları ve Antalyaspor’a gönül verenleri ayağa kaldırır düşüncesindeyim. Marka değerini tekrar yukarıya çıkarabilir, Eto’lu dönemin yöneticisi onun Antalyaspor’a gelmesinde büyük pay sahiplerinden. İyi hatırlayın o yılları tribünlerimiz ful doluydu. Şimdi tekrar neden olmasın. Ancak bunun için bir kez daha söylüyorum. Rıza Perçin ile görüşülmeli etrafında tabiri caizse voltran oluşturulmalı. Eğer geç kalınırsa iddia ediyorum sonumuz Denizlispor gibi olur.
