ANTALYA, (Antalya Olay) – MAKİNA Mühendisleri Odası (MMO) Antalya Şube Başkanı Prof. Dr. İbrahim Atmaca, Antalya Müzesi’nin yıkım kararıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Atmaca, sürecin şeffaf ilerlememesi nedeniyle ortaya çıkan belirsizliklerin kaygıları artırdığını vurguladı. “Eserlerin depolanacağı alanın nem ve sıcaklık gibi çevresel şartları büyük önem taşımaktadır. Antalya’nın nemli ikliminde iç ortam şartlarının nasıl sağlanacağı bilgisi kamuoyu ile açık bir şekilde paylaşılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Antalya Müzesi’nin, sadece Antalya’nın değil, Türkiye’nin kültürel mirası açısından büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Atmaca, müzenin içerdiği Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerin bölgenin tarihini gözler önüne serdiğini ifade etti. Ayrıca, müzenin deprem riski iddiasıyla alınan yıkım kararını dikkatle takip ettiklerini dile getirdi.
‘SÜREÇ ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE PAYLAŞILMALI’
Atmaca, belirsizliklerin artmasının kaygıları da beraberinde getirdiğine dikkat çekerek, “Yetkililerin eserlere dair yapılacak her adımı ve uygulamaları kamuoyuyla düzenli bir şekilde paylaşmaları gerekmektedir. Müzenin kapanmasının ardından, tarihi eserlerin korunması kritik bir meseledir. Müzedeki paha biçilmez eserlerin korunmasına dair belirsizlikler yıkım süreci tartışmalarının gölgesinde kalmıştır. Eserlerin korunmasında güvenlik boyutunun yanı sıra depolama alanlarının nem ve sıcaklık gibi çevresel şartları da büyük önem taşımaktadır. Bu bilgilerin kamuoyuyla açık bir şekilde paylaşılması gerekmektedir” dedi.
ANTALYA’NIN NEMLİ İKLİMİ KAYGILARI ARTIRIYOR
Atmaca, müzedeki eserlerin yıkım öncesi muhtemelen depolara alınacağını ifade ederek, “Yıkım sonrası eserlerin korunması için alınacak önlemlere dair net bir plan bilgisi kamuoyuyla paylaşılmamıştır. Eserlerin müze dışında oluşturulacak, kontrollü ortam koşullarına sahip özel depolarda saklanacağı varsayılmaktadır. Bu depoların sıcaklık, nem oranı ve ışık seviyeleri, eserlerin bozulmaması için optimize edilmelidir. Nem, sıcaklık ve hava sirkülasyonu gibi faktörler, tarihi eserlerin ömrünü doğrudan etkileyen unsurlardır. Bu faktörlerin kontrol altında tutulmaması, eserlerde kalıcı hasarlara yol açabilir. Özellikle Antalya’nın nemli iklimi bu kaygıları daha da artırmaktadır” şeklinde konuştu.
‘MÜZEDE BULUNAN ESERLER SON DERECE HASSAS’
Atmaca, müzede birçok heykel, madeni para, seramik ve yazıt gibi objelerin sıcaklık ve nem değişimlerine karşı son derece hassas olduğunu belirtti. “Yaz aylarında artan nem oranı, eserlerin yüzeylerinde bozulmalara yol açabilir. Yetkililer, yıkım ve yeniden inşa süreci için bir restorasyon planı hazırlandığını ve eserlerin korunması konusunda uzmanlarla iş birliği yapılacağını belirtse de, planlanan depolama alanlarının şartlarının uygun olup olmayacağı hususu belirsizdir. Taşınma işleminin ne zaman gerçekleşeceği, hangi önlemlerin alınacağı ve depolama alanlarının fiziki koşullarına dair detayların netleşmemesi endişeleri artırmaktadır” dedi.
‘TARİHİ ESERLER, HEPİMİZİN ORTAK DEĞERİDİR’
Atmaca, Antalya Müzesi’ndeki tarihi eserlerin korunması ve güvenli bir şekilde depolanması için daha somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı. “Yeni alanların, eserlerin korunması için uygun çevresel şartları sağlayacak şekilde dizayn edilmesi gereklidir. Bu süreç, yalnızca kültürel mirasın korunması için değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olarak da büyük bir öneme sahiptir. Antalya Müzesi’ndeki tarihi eserler, hepimizin ortak değeridir ve bu süreçte her adımın dikkatle izlenmesi gerekmektedir. Gelecek günlerde, müze ve eserlerin korunması için yapılacak açıklamaları ve çalışmaları takip edeceğiz” şeklinde konuştu.
