Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (Antalya Olay) – Tarım Konseyi ve Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, Altınova ve Serik gibi birçok üretim bölgesinin imara açıldığını ve bu durumun tarımsal üretimi tehdit ettiğini ifade etti. Antalya’nın, su kaynakları ve yeniden yapılanma ihtiyaçları açısından önemli bir bölge olduğuna dikkat çeken Çandır, “Antalya’nın yeni bir bakış açısına ihtiyacı var” dedi.
Çandır, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) Antalya Temsilciliği’nde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Tarım sektöründe yapısal reformlara ihtiyaç olduğunu aktaran Çandır, üretim zincirinin yeniden gözden geçirilmesi ve destek mekanizmalarının tekrar düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. Geçen yıl bazı stratejik ürünlerde tarımsal planlama çalışmalarına başlandığını belirten Çandır, “Ankara’dan organize edilen sistemler yerine, her bölgenin kendi üretim planlamasını yapabileceği bir ortam yaratılmalı. Su sıkıntısı yaşayan bir şehirde, tropikal bitkiler veya mısır gibi ürünlerin yetiştirilmesi uzun vadede sorunlar yaratabilir. Tarım artık ‘At tohumu, ne olursa olsun’ anlayışıyla değil, planlama ve verimlilik hedefleriyle yürütülmeli. Maliyetlerin yüksekliği göz önüne alındığında, eski alışkanlıklarla tarımı ileriye götürmek mümkün değil” dedi.
‘Dünya’nın en büyük kumarbazları çiftçiler’
Tarım sektörünün 2026 ve sonrası için beklentilerini paylaşan Çandır, çiftçilerin maliyet hesaplamalarının yanıltıcı olabileceğini belirtti. Çandır, “Çiftçiler, ürettikten sonra pazar fiyatlarının iyi gitmesi için dua ediyor. Arz ve talep ile fiyatlar belirleniyor; ancak bozulabilir ürünler için henüz bir fiyat garantisi sistemi yok. Yapısal değişikliklere ihtiyaç var. Üreticilerin birlikte hareket etmesini sağlamak, maliyetleri düşürmek için önemlidir. Birlikte tedarik, depolama ve pazarlık yapmaları sağlanmalı. Destek ve teşviklerin de bu birlikte hareket etmeyi teşvik edecek şekilde düzenlenmesi gerekiyor” açıklamalarında bulundu.
Ukrayna’nın Türkiye’den domates ve salatalık ihracatına yönelik antidamping kararının henüz çözülmediğini belirten Çandır, “Bu durumu ilgili bakanlıklara ilettik. Ukrayna’da bu ürünlere uygulanan baskı, politik bir durum. İlişkiler üzerinden etkileniyor” dedi.
Su sorununun gündemdeki en önemli konu olduğunu ifade eden Çandır, “Antalya’nın çevre değerlerini koruma hedefimiz var. Antalya, şelaleleriyle su zengini bir yer olarak bilinse de, aslında su stresi yaşıyor. Tarım ve turizm sektörleri bu kaynakları ciddi şekilde tüketiyor. Farkındalığı artırmalıyız çünkü ‘Su yoksa Antalya yok’ gerçeği var. Su depolama ve yağmur suyu hasadı konusunda devlet destekleri sağlanmalı” diye konuştu.
Su hasadının Antalya’da özellikle gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Çandır, “Örtü altı üretimi ve kamu binalarında yağmur suyu hasadını artırmalıyız. Turizm sektörü de bu konuda çalışmalı. Her otel odasının günlük su tüketimi 1,5 ton. Gri suyu tekrar kullanma sistemleri geliştirilmeli ve deniz suyunu arıtma sistemleri gündeme alınmalıdır” dedi.
Çandır, Türkiye genelinde yaşanan su sorununa dikkat çekerek, “Sulama rejimimiz sağlıklı değil ve sondaj kuyuları derinleşiyor. Tarımsal üretimde su ihtiyacına göre ürün desenini belirlemeliyiz. Antalya, son yıllarda doğasına zarar veren imar planları ile karşı karşıya. Doğal güzelliklerimizi korumalı ve plansız yapılaşmaya engel olmalıyız. Özel teşebbüsleri suçlamıyoruz; izin verenlerin daha dikkatli olması gerekiyor” dedi.
Antalya’da organize tarım bölgesi kurulması için çalışmalara başladıklarını belirten Çandır, Elmalı-Korkuteli bölgesinde lisanslı depo yapmak için yer arayışında olduklarını açıkladı. Ayrıca, boş hazine arazilerine yönelik envanter taleplerinin uzun süredir devam ettiğini, ancak tarım arazisi üretiminde zorluk yaşandığını dile getirdi.
Mevcut tarım arazilerinin de tehdit altında olduğunu vurgulayan Çandır, “Şehrin yapılanması yatay olarak devam ediyor. Altınova ve Serik gibi bölgelerde imar, üretim alanlarını yok ediyor. Antalya, su akışına yön veren bir şehir olma niteliğini kaybetmemeli. Son iki yılda ekonomik baskılar nedeniyle büyüme potansiyelimizi yitirdik. Antalya’nın yeniden yapılanmaya ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.
Çandır, Antalya’da ekonomik ömrünü tamamlayan binaların yenilenmesi gerektiğini ifade ederek, “Yerel yönetimlerin insanlara barınacak yer üretememesi, tarım topraklarına yönelmelerine neden oluyor. Kamunun arazi üretmesi şart. Yatay genişleme yerine, eski binaların yıkılıp yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Antalya son 3-5 yılda yüzde 7 oranında göç aldı. Bu durumu yönetebilirsek, kente katkı sağlarız. Ancak konaklama sorunu da var. İş insanları ve otelciler, çalışanları için konaklama alanı ararken tarım topraklarına yöneliyor. Kamu, bu durumu dikkate alarak tarım topraklarını etkilemeyecek bir planlama yapabilir. Antalya’nın yeni bir bakış açısına ihtiyacı var” şeklinde konuştu.



