Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, ‘Doğumunun 114’üncü Yılında Tevfik İleri Bilgi Şöleni’ne ev sahipliği yaptı. Etkinliğe; AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, AK Parti Rize Milletvekili Harun Mertoğlu, Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Yılmaz, İl Jandarma Komutanı Albay Adnan Çelebi, İl Emniyet Müdürü Murat Türesin ve çok sayıda öğrenci katıldı. Programda konuşan Ömer İleri, dedesi Tevfik İleri’nin çok yönlü bir karaktere sahip olduğunu vurguladı. İleri, “Dedem sadece çevresindekilerin sevdiği biri değildi. O, memleketteki geniş kitleler tarafından da sevgi ve saygı ile anılan, yaptığı hizmetlerle Türkiye’ye büyük katkılar sağlamış bir insandı. Vefakarlığı, çalışkanlığı, dürüstlüğü, azmi ve samimiyeti ile tanınırdı. Para ve pulla hiçbir ilgisi yoktu. Her şeyden önce, sevgi dolu bir insandı. Ailesine ve milletine karşı beslediği derin sevgi, insan sevgisi ve Allah sevgisi ile doluydu. Kendisi, ‘Size mal mülk bırakmadım ama erkek bir ad bıraktım’ diyordu. Torunu olarak ve ailesi olarak bunu hissediyoruz. Allah ondan razı olsun. Hayatının her aşamasında, son anına kadar dimdik durdu. Yassıada Mahkemeleri’ndeki duruşundan sonraki süreçte de her zaman öz güvenle davasının arkasında durarak mücadele vermiş büyük bir şahsiyetti” dedi.
‘HEDEFE HEP BERABER ULAŞILACAK’
Ömer İleri, Türkiye’nin artık siyasetin merkezde olduğu bir ülke haline geldiğini ifade etti. “Bir dönem ‘düşükler’ diye nitelendirilenlerin bugün kimsenin aklında yeri yok. Bu insanlar, memlekette demokratikleşme mücadelesinin önemli bir parçasını oluşturmuşlardır. Bu yolun taşlarını döşediler ve bugünkü noktaya gelindiğinde, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde vesayetle yapılan bu mücadelenin kazanıldığını görmekteyiz. Türkiye artık siyasetin merkezde olduğu, siyaset tarafından yönetilen bir ülke konumuna yükselmiştir. Bu sürecin temellerini atanlar ise 1950’lerde bu rahmetli şahsiyetlerdir. İnşallah önümüzdeki süreçte Türkiye Yüzyılı döneminde büyük bir iddia ortaya koyacağız. Bu hedefe ulaşmak için gereken yol haritalarını da oluşturuyoruz. Ancak bunun başarılması için, Türkiye Yüzyılı’nın tüm siyasetçiler tarafından kabul edildiği bir çerçevede gerçekleşmesi gerektiği önemle vurgulanmalıdır. Siyaset, bir yandan mücadele gerektirirken diğer yandan da müzakere etmeyi bilmekle alakalıdır. Farklı görüşlere sahip olanlarla, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyenlerle birlikte bu anlayışı içselleştirerek hareket edeceğiz ve hedefe ulaşacağız” dedi.
