1. Haberler
  2. ANTALYA
  3. Eski eşi ‘akıllı’ çıktı, mal paylaşımı davasını Yargıtay’a taşıdı

Eski eşi ‘akıllı’ çıktı, mal paylaşımı davasını Yargıtay’a taşıdı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İrem BAŞDAŞ/ANTALYA, (Antalya Olay) – Antalya’da Nilüfer Yalçın (52), 2006 yılından bu yana eski eşi C.Ç. ile sürdürdüğü hukuk mücadelesinde 20 yıldır istediği sonuca ulaşamadı. Dava sürecinde 400’ü aşkın duruşma gerçekleştirildi. C.Ç.’nin akli dengesinin yerinde olmadığına dair alınan raporlar, İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan incelemeler sonucunda çürütüldü. Yalçın, yerel mahkemenin mal paylaşımı ve maddi-manevi tazminat taleplerini reddetmesinin ardından dosyayı Yargıtay’a taşıdı.

Kentte yaşayan Yalçın, 26 yıl önce C.Ç. ile evlilik bağları kurdu. 2001 yılında bir erkek çocukları dünyaya geldi. Ancak, zamanla yaşanan gayrimenkul anlaşmazlıkları çiftin evlilik birliğini etkiledi. Mülk tartışmaları sırasında C.Ç. evi terk etti ve çift 2014 yılında boşandı. Dava sürecinde, 2007 yılında C.Ç. adına ‘Akıl sağlığı yerinde değildir’ raporu alındı. Yalçın ve avukatı, İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan C.Ç.’nin ruh sağlığına dair resmi bir rapor talep etti. Kurum, 2018 yılında C.Ç.’nin akıl sağlığının yerinde olduğunu belirten bir rapor düzenledi. Ardından 2019 yılında mal paylaşımına yönelik bir dava açıldı.

2025 yılına gelindiğinde, İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi, C.Ç.’nin doğuştan akıl hastalığı bulunmadığına dair bir rapor verdi. Bölge istinaf mahkemesi, adli tıp raporu ile daha önce alınan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğine hükmederek önceki kararları bozdu. C.Ç. tekrar muayene edilerek akıl sağlığının yerinde olduğuna dair ikinci bir rapor alındı. Ancak yerel mahkeme, yeni raporlar ve istinaf kararına rağmen Yalçın’ın maddi manevi tazminat talebini yine reddetti. Yalçın, bu karara itiraz ederek Yargıtay’a başvurdu.

‘YALÇIN LEHİNE SUNULAN DELİLLER DİKKATE ALINMADI’

Nilüfer Yalçın’ın avukatı Musa Baş, “Mahkeme, yargılamanın yenilenmesi davasını kabul etti ancak bunun kabul mü edildiği yoksa reddedildiği net değil. 2006 yılında Akdeniz Üniversitesi ile Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden alınan raporlarda, müvekkilin eski eşi C.Ç.’nin ‘Akıl sağlığının yerinde olmadığı’ belirtilmiş ve bu rapor doğrultusunda C.Ç. kısıtlanmıştı. Boşanma davası sürecinde de bu kısıtlama gerekçe gösterilerek, Yalçın lehine sunulan deliller dikkate alınmamıştı. Gerekçe olarak ‘Akıl hastasının bir kusuru olamaz’ denildi. Bu nedenle müvekkilim boşanma davasını kaybetti ve eşine tazminat ödemek zorunda kaldı” şeklinde konuştu.

‘BİR KİŞİ HEM ‘AKILLI’ HEM ‘DELİ’ OLAMAZ’

Raporlara rağmen davanın reddedilmesine dikkat çeken Avukat Baş, “2018 yılında şahsın yeniden akıl sağlığına kavuştuğuna dair tespit yapılması üzerine davaya müdahil olduk. Çünkü bir kişinin aynı anda hem ‘akıllı’ hem ‘deli’ olamayacağını belirterek yargılamanın iadesini talep ettik. Mahkeme dosyayı İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi’ne gönderdi. Bu daire, ‘Akıl sağlığı yerindedir’ dedi. Ancak buna rağmen mahkeme davayı reddetti. Bölge Adliye Mahkemesi ise raporların çelişkili olduğuna vurgu yaparak dosyanın Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’na gönderilmesine karar verdi” ifadelerini kullandı.

‘DOSYAMIZ İSTİNAF AŞAMASINDA’

Son alınan rapor ile C.Ç.’nin hiçbir zaman akli dengesini kaybetmediğini belirten Musa Baş, “Bu kişinin hiçbir dönemde akıl hastası olmadığı, 2006-2007 yıllarında düzenlenen raporların hatalı olduğu ve IQ’sunun 92 olduğu ifade edildi. Buna rağmen yerel mahkeme, müvekkili yeniden Adli Tıp Kurumu 10. İhtisas Dairesi’ne gönderdi. Buradan da ‘akıl hastalığı bulunmadığına’ dair aynı yönde bir rapor geldi. Biz, artık boşanma davasında kusur durumunun bu yeni tespitler doğrultusunda yeniden değerlendirilmesini beklerken, mahkeme trajikomik bir şekilde davanın kabulüne karar verip, eski kararı neredeyse birebir tekrar etti. Şu anda dosyamız istinaf aşamasında” dedi.

‘HİÇBİR HUKUKİ VEYA İDARİ İŞLEM BAŞLATILMADI’

Baş, sürecin bir aile davası olmaktan çıktığını vurgulayarak, “Bir hukukçu olarak beni en çok rahatsız eden durum, 2007’de verilen o ilk raporların sahte olduğu açıkça ortaya çıkmasına rağmen, bu raporları düzenleyen kurum ve doktorlar hakkında hiçbir hukuki veya idari işlem başlatılmamış olması. Müvekkilim 20 yılı aşkın süredir ciddi bir hak kaybına uğramış durumda, ancak bu süreçte sorumluların tamamı görevine devam ediyor. Bu durum, hem adalet duygusunu hem de hukuk güvenliğini zedeliyor” şeklinde konuştu.

‘KENDİ KARARINI REDDEDEN BİR MAHKEME’

20 yıldır süren duruşmalardan dolayı yıprandığını belirten Nilüfer Yalçın, “Bozma kararını veren üst mahkeme, bu kez davayı esastan reddetti. Yani aynı mahkeme hem kararı bozuyor hem de kendi verdiği eski kararını reddediyor. Bu gerçekten çok çelişkili bir durum. Şu anda tekrar Yargıtay’a başvurduk. Kendi kararını reddeden bir mahkemeden bahsediyoruz. Dosya numaraları sürekli değişiyor, sanki sonuçlandırılmaması yönünde bir irade var gibi. Artık bu davanın sonuçlanmasını değil, sadece adaletin yerini bulmasını istiyorum” dedi.

‘HEM OĞLUMUN HEM BENİM GENÇLİĞİMİ ALDILAR’

Yalçın, yaşadığı süreci şu sözlerle özetledi:

“2006’dan 2025’e kadar sonuçlanmayan, defalarca dosya numarası değişen, esastan ret, usulden ret, kabul ama yarım kabul şeklinde gidip gelen bu dosyalara Adalet Bakanlığı tarafından bakılmasını istiyorum. Oğlum o dönem 4 yaşındaydı, şimdi 24 yaşına girecek. Hem onun gençliğini aldılar hem benim gençliğimi. Ama herkes hayatına devam etti. Avukatımın da dediği gibi, asıl sorun ceza mahkemelerinin hiç işlememesi. Bu durum kamu düzenini ilgilendiriyor.” (Antalya Olay)

Eski eşi ‘akıllı’ çıktı, mal paylaşımı davasını Yargıtay’a taşıdı
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Antalya Olay ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.